Neden Kan Bağışı Yapılmalıdır?
Günümüzde çeşitli kazalar ve yaralanmalara bağlı operasyonlarda kanamalı hastalar için acil kan gereksinimi doğmaktadır.
Yine çağımızın lösemi, talasemi, kanama-pıhtılaşma bozuklukları gibi önemli kan hastalıklarında da kana gereksinim duyan
hastalarımız olmaktadır. Yılda bir ya da iki kez bağışlanabilecek kanın bir ya da birkaç hayat kurtarabileceği gerçeği
unutulmamalıdır. Ülkemizde düzenli, gönüllü ve karşılıksız yapılan kan bağışı sayısı halen yeterli düzeyin altındadır.
Kan bağışı ile ilgili eğitim eksikliği giderilir ve bu konuda toplumsal bilincin olgunlaşması sağlanabilirse ulusal
ölçekli kan bağışçı kazanım programları da daha etkili olur.
Kimler Kan Bağışı Yapabilir?
18-65 yaş arası, 50 kilogramın üstünde, kendini sağlıklı hisseden duyarlı, gönüllü her vatandaş; Sosyal
Güvenlik Kurumları, Özel Hastaneler ve Kan İstasyonlarına giderek bağışta bulunabilirler. İlk defa kan
bağışında bulanacak bireyler ise 61 yaşından gün almamış olmalıdır. Bu kişiler 65 yaşına kadar kendi
isteği ile 65-70 yaşları arasında ise doktor kontrolünde yılda bir kez bağış yapabilir. Sağlıklı olmak
kaydıyla erkekler 3 ayda, kadınlar 4 ayda bir kan bağışı yapabilirler.
Kan Bağışında Bulunmanın Yararları.
Bağışlanacak 1 ünite kan 450 ml. olup, bu oran vücudumuzdaki toplam kanın % 8-9’una karşılık gelmektedir.
Bu oranda bağışlanan kanın vücuda herhangi bir zararı olmamakta, aksine yararlı olacağı kabul görmektedir.
Zira 2 aylık bir sürede kemik iliği, taze ve genç kan hücreleri üreterek dolaşıma katacaktır.Yine kan
bağışıyla; baş ağrısı, yüksek tansiyon, stres, yorgunluk gibi rahatsızlıklar büyük oranda azalmakta ve
buna bağlı olarak kalp krizi riski de düşmektedir. Hasta bireyin sağlığına kavuşmasına yardımcı olmak
düşüncesi ile bağışçı psikolojik olarak rahatlar ve kendisini huzurlu hisseder. Donörün (bağışçı-kan veren)
kanında yağ oranının düşmesi yani sıra AIDS, Hepatit B, Hepatit C ve Sifiliz hastalıklarının taramasından
geçmesini sağlar.
Kan Bağışı Süreçleri
Bağış Öncesinde;
isim, adres, telefon numarası, demografik ve bireysel sağlık bilgilerinizin sorgulandığı “Bağışçı Sorgulama
ve Onam Formu” doldurulur. Basit bir fizik muayene, kan basıncı, nabız ve ateş ölçümünün ardından hemogram
(kan sayimi) testi yapılarak bağış için uygun şartların olup olmadığı değerlendirilir. Alkollü ve karnı aç
olunmamalıdır.
Bağış Esnasında;
Kan bağışı işlemi süresince yapılan tüm uygulamalar ve kullanılan malzemeler tamamen steril olup tek
kullanımlıktır (disposable), işlem sonrası bütün malzemeler imha edilir. Bireye herhangi bir bulaş riski
yoktur. Steril ve tek kullanımlık, damara yerleştirilen bir iğne ile 8-10 dakika süreyle steril ve vakumlu
torbalara bağışçı kanı toplanır.
Bağış Sonrasında;
Bağışçı dinlendirilerek az miktarda yiyecek veya içecek ikramı yapılır. Terleme, bulantı, baş dönmesi
veya baygınlık hissi olursa ayaklar yukarı kaldırılabilir veya baş iki diz arasına alınarak oturulur.
4 saat boyunca normalden biraz fazla sıvı alınır. Ağır spor hareketleri veya ağır riskli işler, alkol
alımı, hamam ve sauna 24 saat sakıncalı olabilir. 2 saat süre ile sigara içilmez. Kan alınan kolla
ağır yük kaldırılmaz.
Kan bağışı sırasında ve sonrasında önemli bir reaksiyon beklenmez. Ender olarak
damara giriş bölgesinde şişme ve morarma, baş dönmesi, terleme, çarpıntı, bulantı, kusma, bayılma hissi
veya kas spazmı görülebilir. Kan merkezi personeli; karşılaşılan bu reaksiyonlara müdahale edebilecek
bilgi, deneyim ve donanıma sahiptir. Bağışçı daha önce kan bağışı yapmış ve herhangi bir reaksiyonla
karşılaşmışsa bu olguyu kan merkezi personeline belirtmeli ve onların öneri ve yönlendirmelerine uymalıdır.
Kan naklinin bir doku nakli olduğu unutulmamalıdır.